Gün geçmiyor ki sosyal medyanın değişik mecralarında fotoğraf yarışmaları ile ilgili bir şey okumayalım. Yarışma duyuruları, merakla beklenen sonuçlar, tartışılan jüri kararları, alınan ödüller ve gururla sunulan madalyalar her gün ışıklı ekranlarımızdan hızla akıp geçiyor.
Fotoğraf yarışmaları hep çok önemli bir konu olarak biz
fotoğrafçıların hayatında yerini almaya devam etmektedir. Türkiye
Fotoğraf Sanatı Fedarasyonu'nun da en önem verdiği konulardan biri de budur.
Aşağı yukarı 1985 yılından beri fotoğrafla ilgiliyim. Bu süre zarfında hep çektim,
arşivledim, gezdim, dostluklar edindim, okudum, yazdım, öğrendim ve öğrettim. Fotoğrafçılık
hayatıma renk kattı, yaşam kalitemi inanılmaz yükseltti.
Bu güzel yolculuk boyunca çok şeyden büyük keyif aldım,
bunlardan biri de fotoğraf yarışmalarıydı. Yarışmaya katılmak, sonuçlarının
açıklanmasını beklemek ve ödül almak muhteşem bir heyecandı benim için. İnanılmaz
bir motivasyon aracıydı ayrıca. Katıldığım yarışmalar ve aldığım sayısız
ödüllerin beni çok motive ettiğini ve fotoğrafçılığımın gelişmesine büyük
katkılar sağladığını rahatlıkla söyleyebilirim. Eğer aralıksız bunca yıldır bu
sevdadan kopmadıysam bunda yarışmaların ve aldığım ödüllerin yeri çok büyüktür.
Yaşamımın hiç bir döneminde bazı büyüklerimin yaptığı gibi
yarışmalara burun kıvırmadım ve hiç karşı olmadım. Hem elden geldiğince
katıldım, hem de çevremi ve öğrencilerimi katılmaları konusunda teşvik ettim.
Hala da etmekteyim.
Gerçi son yıllarda bir çok yarışmada jüri üyeliği yaptığım
için elden geldiğince yarışmalara katılmamaya çalışıyorum ama kurtlarım da
kaynamıyor değil. Bazen kendimi tutamıyor ve yılda bir iki kez de olsa
prestijli ve yüksek yarışmalara fotoğraf yolluyorum. Bana kalırsa yarışma heyecanı bitmiş bir
fotoğrafçının üretim heyecanı da bitmiştir. Bu heyecanım bitsin istemiyorum.
Yıl boyunca çok sayıda fotoğraf yarışması düzenleniyor ve
küçümsenmeyecek ödüller dağıtılıyor. Çok
para harcadığımız bu uğraşımızda, genç arkadaşlarımın bir iki ödül alıp
ekipmanlarını geliştirmelerinin hiç de fena fikir olmadığı görüşündeyim.
Kısacası hep fotoğraf
yarışmalarından yana oldum ve destekledim, ama hiç bir zaman "Yarışma
Fotoğrafçısı" olmadım.
Fotoğraf yarışmalarına katılmakla, yarışma fotoğrafçısı
olmak ayrı şeyler. Artık bu iki kavramı dikkatlice birbirinden ayırmamız
gerekir.
Fotoğraf yarışmacısı olmayı kendi kişiliğim üzerinden
anlatmaya çalıştım. Çevremize baktığımızda
çok sayıda ve gittikçe sesleri daha çok çıkan yarışma fotoğrafçısı örneklerini görürüz.
Peki nedir bu yarışma fotoğrafçısı olmak?
Yarışma fotoğrafçısı tüm fotoğraf potansiyelini yarışmalar
üzerine kuran ve bunun ötesinde başka bir şey düşünmeyen son derece hırslı
tiplerdir. Bu arkadaşların yarışmalardan başka dertleri yoktur. Tüm fotoğraf
yaşantıları yarışmaların ekseninde dönüp durmaktır.
Onlar hep yarışma kovalarlar, sadece yarışmalar için
fotoğraf çekerler, hiç bir yarışma kaçırmazlar, bir fotomaratondan diğerine
koşarlar. Ödül aldıklarında başarılarını göklere çıkarırlar, alamadıklarında da
sosyal medyayı birbirine katan acımasız bir muhalif fotoğrafçı kimliğine
bürünürler.
Çünkü kendilerinin yarışmaya yolladıkları fotoğrafların mutlaka
ödül alması gereken en iyi fotoğraflar olduğunu düşünürler. Hatta ödül almayan bu fotoğraflarını
bir de sosyal medya hesaplarında yayınlayıp şaşkınlıklarını kamuoyu ile
paylaşırlar. Her kesinde bu işe şaşırmasını ve tepki göstermesini isterler. Beklenen tepki yine ödül alamayan
diğer yarışma fotoğrafçılarından gelir. Yine ortalık yangın yerine dönmüştür.
Ödül almamışlarsa, yarışma sonuçları onlar için tam bir
rezalettir. Ödül alan fotoğrafların nasıl dereceye girdiğine şaşırıp kalırlar
ve jüri üyelerini en ağırından eleştiri bombardımanına tutarlar.
Fotoğraf yarışmacısı için ödül amaç değildir. Ödülden çok
fotoğrafın yaşamına kattığı artılara bakar. Onun için, çekmekten öğrenmeye,sevmekten paylaşmaya fotoğrafın kültürü ve sanat tarihi içindeki yeri önemlidir.
Yarışma fotoğrafçısı için ödül her şeydir. Onsuz fotoğraf
çekmenin bir anlamı yoktur. Ötesi gereksiz detaylarla doludur.
Fotoğraf yarışmacısı ödül almasa bile sonuçlara saygı
gösterir. Ödül alan fotoğrafları tebrik eder. Bükemediği bileği öper. Daha sessiz ve vakurdur.
Yarışma fotoğrafçısı ödül almadığı zaman isyan eder, sonuçlara saygı
duymaz, jüriyi eleştirir. Aldığı ödülleri ise onlarca mecrada yayınlayarak egosunu üst seviyede sergiler.
Fotoğraf yarışmacısı zaten düzenli fotoğraf ürettiği için
zengin arşive sahiptir ve genellikle arşivindeki çalışmaları ile yarışmalara
katılır.
Yarışma fotoğrafçısının etekleri boştur, o nedenle
yarışmanın konusuna göre fotoğraf çeker gerisini önemsemez.
Çok uzun yıllardır yarışmalara katılan ve çoğu zaman da eli
boş dönen biri olarak fotoğraf yarışmaları ve alınan ödüller eğer kişiliğinizde
problemler varsa hiç bir işe yaramaz.
Ödüller hiç bir zaman fotoğrafçıyı bir yere yükseltmez.
Fotoğrafçının en büyük ödülü, saygı sevgi üzerine kurulup
geliştirilen zengin ve nitelikli bir çevredir. Yoksa her an milyonlarcasının gözümüzün önünden akıp gittiği
iyi ve ödüllü fotoğrafların girdabına yakalanıp ışık hızıyla gözlerden kaybolup
gideriz.